Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Bugün: | 99 |
Dün: | 189 |
Toplam: | 153041 |
Düven: Harmanda ekinlerin (buğday, arpa, yulaf, vb.) tanelerini sapindan ayirmak için kullanilan, önüne koşulan at, manda, öküz gibi hayvanlarla çekilen, alt yüzeyinde keskin çakmak taslari çakili olan kizak biçiminde araçtir. Düven üzerine bir kişi biner hem hayvanı yönlendirir hemde ağırlık eder yüzlece kez dönerek üzerinden geçilen ekinden bugday taneleri saplarından ayrılır.
Orak: Hilal veya yarım ay şeklinde yassı, ensiz demirin bir ucu sivri, diğer ucu uygun şekilde bükülerek ucuna ağaçtan sap takılan bir tarım aletidir. Ekin biçilen tırpanın bir küçüğüdür. Farkı küçük ve kısa saplı oluşudur. Hilal şeklinde olan iç kısmı keskindir. Ekin, nohut, fiğ, mercimek, ot yolmada kavramada kullanılır.
Tırpan: Iki metre uzunluğunda ve bilek kalınlığında, otasında sağ elin tutacağı sapı olan, ortalama elli ile doksan cm uzunluğunda, inceden kalına doğru üç ile on cm eninde, hafifçe kıvrık, uzun keskin çelik bıçaktır. Ekin, ot, fiğ, yonca gibi şeyleri biçmeye yarayan tarım aracıdır . Genelde ellilik, yetmişlik veya doksanlık tırpan diyerek alınır veya kullanılır.
Boyunduruk: Çift süren veya arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına geçirilen ağaçtır. Sağ ve solunda zevlelerin gireceği ikişer delik bulunur. Ortasındaki halka sabanı veya kağnıyı boyunduruğa tutturmakta kullanılır.
Zevle: Koşum sırasında hayvan boyunlarının içinde kaldığı ikisi bir yanda diğer ikisi öbür yanda boyunduruktan aşağı doğru geçirilen dört çubuk. Bunlar alt kısımdan açılmamaları için kalınca bir iple veray deri ile bağlanırlar.
Gaz lambası: Yakıt olarak gaz yağı kullanan bir aydınlatma aracıdır ve beş parçadan oluşur. En altta camdan küçük gaz tankı onun üzerine eklenmiş bir gaz ayar çarkı, çarkın içinden geçerek şişenin içine giren bir fitil ve en üstte, alevi koruyacak ince ve kırılgan şişesidir. Gaz ile ıslanan fitil yanarak ışık verir, fitil küçüldüğünde çevrilerek yukarı doğru itilip tekrar ışığı fazal vermesi sağlanır.
El Feneri: Gaz lambasının diğer bir türüdür. Alt bölümde yanıcı gazyağı deposu üstünde ise her tarafı kapalı bir cam fanus ve yanıcı fitilden oluşur. Taşımak için ise telden bir sapı vardır. Kapalı camlı olması sebebi ile yanan ışığı korunduğu için yağmurlu veya rüzgârlı havalarda etkilenmez. Bu sebepten genellikle geceleri dışarılarda kullanılır.
Tırmık: Genelde iki metre uzunluğunda, el bileği kalınlığında sapı olan, düzgün bir ağacın, beş cm enindeki kenarının üç beş cm aralıklarla delinmesi ve delinen kısımlara onbeş yirmi cm. uzunluğunda, parmak kalınlığındaki çubukların takılmasıyla yapılır. Tırmık ekinler biçildikten sonra ve harman sonrası kalan sapları toplamaya yarar
Kırklık: Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanların tüylerini kesmeye yarayan demirden yapılmış ağzı keskin büyükçe makastir. Elle tutulan bölüm avuç içinde sıkılarak kesme işlemi görülür, Çelik vari yapısı nedeni ile her kesimden sonra kırklığın ağzı geri açılarak ikinci kesim için hazır hale gelir. Kesim canlı hayvanlar üzerinde yapıldığı için kırkma işi dikkatli ve ustalıkla yapılır.
Yayık: Yoğurttan tereyağı ve ayran elde etmek için tahtaların sızdırmayacak biçimde bir araya getirilmesiyle silindir şeklinde ahşaptan yapılır. Yayıklar iki kısımdan oluşur. İçerisine yoğurdun konulduğu kısım ve bu yoğurdu karıştırmaya yarayan "Bişek" diye adlandırılan ve ucunda topuz bulunan ince uzun sopadır. Yayıklar yaklaşık bir ila birbuçuk metre yüksekliktedirler ve yayık yayma işe bir saate kadar sürer.
Kalbur: Tahıl ve başka iri taneli hububatı elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek. Kalburun telleri kasnağın alt bölümlerinde açılan deliklerden enine ve boyuna gerdirilerek takılırlar. Kalburun telleri hayvan derisi işlendikten sonra ince kesilerek elde edilir, buna "sırım" denir. Tahıllar kalbur içinde sağa sola sallanarak kum ve tozları alta düşmesine saman çöplerinin ortada toplanıp alınmasına geriye ise temiz tahılın kalmasına yarar.
Çıkrık: İplik bükme, iplik sarma, iplik eğirmede kullanılan, el veya ayakla çevrilen tahtadan yapılmış bir alettir. Yün tarağında işlenmiş yün sol elde tutulur büküm için ucu bir iğe bağlanır ve çark sağ elle yavaş yavaş döndürülür. Büyük yuvarlak çarkın her döndüşü daha küçük iğ parçasını birkaç kez döndürür. Böylece yün iğin ucunda belli bir açıyla dönerek egrilir ve ip haline gelir ve iğin üzerinde toplanır.
Sacıyak: Genellikle üzerine ısıtılmak amacı ile sıcak kap konulan, demir kısmı üçgen veya çember biçiminde, üç ya da dört ayaklı ev aletidir. Üzerine tencere, kazan, ıbrık, tava vb. konan sacayak örteyerlerde veya ocaklarda yanan atesin üzerine yerleştirilir. Böylece tencere içinde yemek pişirilir veya suyun ısıtılması sağlanır. Buna üçayak da denir.
Gapran: Içini tuz, şeker, yağ konulan tahtadan yuvarlak şekilde yapılmış kapağı olan bir kaptır. Ekseri çam ağacının kalın gövdesinden çok inceltilerek elde edilen tahtanın bükülmesi ile olur. Dibi ve kapağı tahtadan olup sağlam kalması için etrafı kasnakla çevrilir, ek yeri çivilerle tutturulur. Doğal olduğundan içine konan herşeyi tabii olarak muhafaza eder.
Yün Tarağı: Yıkanıp temizlenmiş koyun veya keçi yünü tarağın dişlerine takılıp sağa sola defalarca çekerek yünün yumuşaması, tel tel ayrılarak kabarması ve işlenmiş hale gelmesi sağlanır. Burda elde edilen işlenmiş yün çırkık veya kirmanda eğrilerek ip halene getirilir. Elde edilen bu ipten yün çorabı örülür veya işlikte kılıf ve yalıngatdokunur.
Beşik: Bebekleri yatırmaya, sallayarak uyutmaya yarayan ahsaptan yapılmış yataktir. Ekseri ceviz ve serviden oymalı, nakışlarla süslü yapılır. Bebeğin beşikten düşmemesi için göğsünden karnına doğru elleri dahil kalınca bir kuşakla bağlanır. "Sibek" adı verilen tahtadan oyulmuş bir kanal ile idrar bir kutu içine gönderilir. Bebek uyuturken beşiğin başında çok güzel ninni söylerler.
Ibrık: Yandan kulplu, boynu uzun, ağzı kapaklı ön kısmında suyun döküleceği ibriği olan genellikle bakırdan yapılan su taşımaya ve ısıtmaya yarayan kapdır. Eskiden ekseri namaz için abdest, ıbrıktan dökülen soba üstünde ısıtılmış su ile alınır, bu hizmeti de evin gelini veya hanımı görürdü. Köyümüzde ise "Irbuk" diye isimlendirilirdi.
Dirgen: Harman yaparken ekin saplarını yaymaya, toplamaya veya samanlıkta ot atmaya, sap kaldırmaya ve savurmaya yarayan uzun, ağaçtan veya metalden yapılmış ucu çatallı bir tarım aracıdır. Ekseri fındık ve kiren ağacından yapılmış olup önlerinde üç veya beş çatal dişleri bulunur. Güzel çatalı çıkacak tür ağaçtan yapılması gerekir.
Yaba: Tarla biçildikten sonra ekinler harmana getirilir ve yığınlar oluşturulur. Daha sonra ekinlerin üzerinden harman sürülerek düven geçirilir böylece tanelerin başaklar- ından ayrılması sağlanır. Düvenle ezilen taneli saman, yaba ile rüzgara doğru havaya savrularak tanelerden ayrımması sağlanır. Yaba tahtadan olup ucunda bört beş tane çatalı vardır.
Anadut: Yaklaşık iki metre uzunlugunda, el bileği kalinliginda sapı olan, altda birbirine parelel iki, üçüncüsü üst karşı parelelinde olan üç çubuk agaçtan oluşan tarım aracıdır. Çubuk agaçlar, iki parmak kalinliginda, atmis cm uzunlugunda, üçgen seklinde sapa birleşir. Anadut toplanan sap, ekin demetlerini arabaya koymaya, harman aktarmaya, patoza sapları vermeye yarar.
Saban: Tarlayi ekilir duruma getirmek için çift süren hayvanlarin boyundurukla koşuldugu önünde toprağı yarıp açan demir ucu bulunan ve yön vermek için tutma kolu olan gürgenden yapılmış öne doğru incelen uzunca bir tarim aracıdır. Genellikle büyükbaş hayvanlar, at veya eşek tarafından çekilmektedir.
Dibek Taşı: Büyükçe yekpare bir taştan oyularak çukurlaştırılması ile oluşturulan, ekseri köy meydanında bulunan bir tahıl dövme aracıdır. Dibeğin içerisine konan buğday ve mısır gibi ürünler birkaç kişi tarafından bir iki saat süreyle tokmaklarla dövülerek tanelerin kabuğundan ayrılması ve tanelerin kırılması sağlanır. Böylece keşkek elde edilmiş olur.
Körse: Bıçak, çakı gibi aletlerin körelmiş yüzlerini keskinleştirmek için doğada bulunan kumtaşı, zımpara taşı veya karborundum denilen sert taştan yuvarlak olarak yapılmış, çevirmek için kolu olan bir alettir. Körse taşları üzerine su dökülerek islatılıp kol yardımı ile çevrilir, bıçak dönen taşa tutularak sağa sola hareket ettirilip bilenmesi sağlanır. Taş kurudukça su dökülerek ıslak tutulur.
Sepet: Fındık ağaçlarının henüz yaş iken çubuklar halinde kesilerek inceltilmesinden elde edilen şeritlerin köşeli biçimde örülerek meydana getirdikleri taşıma aracıdır. Çeşitli boylarda olan sepetlerle ekseri saman ve ot samanlıktan alınarak dama götürülür. Sepetler üzerinde bulunan ip omuz ürerinden alınarak sırtta taşınır.
Yağ Çanağı: Çam ağacından tek parça içi oyularak yapılan bir ağaç kaptır. Yayık yayıldıktan sonra çıkan tereyağı, "Yağ Çanağı"na konur burada temizlenmesi için yıkanır, bozulmaması için tuzlanır sonra saklanmak üzere gapranlara aktarılır. Kısaca yağ çanağı, tereyağının temizlenme ve tuzlanması için kullanılır.
Övendere: Harman, kağnı veya çift sürülürken, hayvanları hareket ettirmek, yön verdirmek veya hızlandırmak amacı ile, ucunda nodulu (ince sivri çivi) olan düzgün uzunca fındık ağacından yapılmış deynektir. Nodul hayvana kakıldığında canı acıdığı için daha hızlı hareket ederler.
Kagni: Iki tekerlekli olup tekerlekleri dingile bagli çift öküz veya kömüsle çekilen yük tasimada kullanilan arabadir. Kagnilar; teker, kagni evi ve boyunduruk olarak 3 parçadan olusur. Tekerlekler yarim ay biçimi 2 tahta ile bunlarin arasinda bir göbekten ibarettir. Tekerin çevresine demir çember geçirilerek yipranmasi önlenir. Tekerlere bagli dingil kagninin altindaki ikiser ok çubuklari arasinda döner. Dingilin bu yuvasinda dönerken sürtünmesi ile çikan ses köylüler tarafindan çok sevilir. Hayvanlari kosmak için kullanilan boyunduruk, ortadan kagniya kayisla baglanir. Saginda ve solunda ikiser adet ucunda ip bagli zelve olur. Kagniyi süren kimse ayakta veya oturarak, 2 metre uzunlugundaki ucu nodullu üvendereyle öküzlere yön verir.